Benim hayatım boyunca hiç alerjim olmadı ama alerji konusu her zaman gündemimde oldu. Mutlaka en yakınlarımda gördüğüm ama bir türlü empati yapamadığım bu durum üzerinde epeydir düşünüyorum, çalışıyorum, araştırıyorum. Vücut bir şekilde bazı şeyleri tolere edemiyor ve tepki veriyor. Conscious Medicine’a* göre alerji şu şekilde başlıyor: diyelim ki bir ortamdasınız, bir şeyler yiyorsunuz, çevredeki sesler kulağınıza geliyor, etrafta burnunuzun aldığı kokular var, vs vs.. Herşey çok da güzelken bir şey oluyor ve bu sizde ani bir stres, sıkıntı, gerilim, şok yaratıyor. Beyin öyle bir mekanizma ki siz farkında olmasanız bile kokuları, gıdaları, sesleri, o sırada etrafınızda olan herşeyi kayıt altına alıyor. Bir kaç kere benzer bir şey yaşandıysa beden artık o beynin kayıt altına aldığı bazı şeylere tepki vermeye başlıyor. Belki siz o anda çilek yiyordunuz ve artık çileğe alerjiniz başlayabilir. Çünkü beyin çilek ile o yaşanan gerilim arasında bir bağlantı kurmuştur. Ve siz artık ne zaman çilek yemeğe başlasanız vücudunuz o gerginliği hatırlar. Vücudunuz hatırlar ama siz hatırlamazsınız. Eğer bir şekilde bu bağlantıları çözebilirseniz yani hatırlarsanız (ki meditasyon bunun için çok yardımcıdır), alerjilerinizle de yavaş yavaş vedalaşmaya başlayabilirsiniz 🙂 Şu beyin ne enteresan bir şey değil mi 🙂 Eğer alerjiniz bütün ailede görülüyorsa (mesela en sık rastalananı bahar alerjisi), ailevi bazı davranış ve düşünüş kalıplarını da incelemenizi tavsiye ederim. Bebeklerde nasıl oluyor derseniz unutmayın ki her ne kadar bebek olsalar da onların da anne karnından itibaren duygu, düşünce ve gerginlikleri olabiliyor. Ve tahmin edin, bebeklerde rastlanan en sık alerji tipi ne? Süt. Çünkü muhtemelen her ne yaşadılarsa o sırada etraflarında mutlaka süt vardı. Belki istemiyordu ama zorla içiriliyordu, ya da açtı ama verilmiyordu.
Gıda alerjileri gerçekten çok kronik bir sorun. Ama gıda alerjilerinden daha kronik olanı var ki, bahar (polen) alerjisi. Kiminin hafif, kiminin yoğun geçirdiği, hatta astıma kadar gidebildiği, dönemsel bir durum. Henüz bu alerjinizin kök sebebini (ilk oluş anını) bulamadıysanız, en azından bazı yiyeceklerden destek alarak ya da bazılarından uzak durarak, bu süreci daha rahat geçirebilirsiniz. Bedeninize bu süreçte yardımcı olun. Ve bol bol meditasyon yapın. Gerçekten kök sebebe ulaşabilirseniz hayatınız için ciddi bir adım atmış olursunuz. Unutmayın ki alerji döneminde vücudumuzun bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Gıdalara o şekilde de bakabilirsiniz. Burda beni şaşırtan tek bir şey oldu ki: muz, salatalık, papatya çayı, ekinezya ve ay çekirdeğinden (ki bunlar bağışıklık sistemi için önemli gıdalardır) alerji döneminde uzak durmak gerekiyor! Çünkü bu gıdaların içindeki enzimler, polen etkisi yaratabiliyor. Yine de tüm gıdaları kalbinizin üzerine koyup kinesiyoloji ile test etmenizi öneririm. Artık bazı doktorlar bu yöntemle reçete yazıyorlar ve ben bunu çok destekliyorum 🙂
Uzak Durulması Gereken Gıdalar:
- Alkol
- Kafein
- Geleneksel Süt Ürünleri
- Şeker ve Tatlandırıcılar
- Çikolata ve İşlenmiş Gıdalar, Buğday
- Kavun ve Karpuz
- Muz, Salatalık, Papatya Çayı, Ekinezya, Ay çekirdeği
Destekleyici Gıdalar:
- Yerel Ballar
- Acı ve baharatlı yiyecekler (soğan, sarımsak, zencefil, tarçın, biber, vs)
- Prebiyotik Gıdalar (Kefir, kombuça, yoğurt, lahana turşusu)
- Ananas – İçinde bulunan Bromelain enzimi alerjik bünyelere çok iyi geliyor
- Elma Sirkesi
- Taze sebzeler
- Temiz Protein
- Zerdeçal Çayı
- Isırgan Otu
- Çinko ve Vitamin A bakımından zengin yiyecekler
- Quercetin (bitki kabuklarında bulunan bir pigment olup, elma kabuğu, kırmızı şarap, soğan, domates, brokoli, yaban mersini, yeşil çay, yeşil yapraklı sebzeler ve doğal kakao’da bolca rastlanıyor)