Güven

Koçluk seanslarımda en çok karşıma çıkan konudur: Güven

Son yıllarda o kadar yara alan bir değerimiz ki. Üzerinde saatlerce konuşabiliriz. Güven nedir? Kimlere güvenirsin? Güvenini kimler kırdı? Sen ne kadar güvenilirsin? vs.. 

Gel gelelim hayatımızdaki en ölümcül varsayım karşımızdakini tanıdığımızı varsaymaktır. Aslında biz kendimizi bile tanımıyoruz. Çocukken gelmiş kalıplarla, öğretilen doğru/yanlışlarla yaşıyoruz, seçimlerimizi yapıyoruz. Özgür irademizle herşeyin üzerinden teker teker geçip seçim yapana kadar kendimizi tanıdığımızdan bahsedemeyiz. Doğrularınız kime göre doğru, neye göre doğru? Teker teker üzerinden geçmeniz gerekir. Dolayısıyla kendimizi tanımadan, karşımızdakini tanımadan güvenden bahsedilemez.

O yüzden benim için Güven: karşımdakinin herşeyi (ama herşeyi) yapabileceğine karşı duyduğum güvendir. O bir insansa, diyalektik bir dünyada tabiki değişecektir, gelişecektir, özgür iradesiyle seçimler yapacaktır. O yüzden dün x olması yarın y olmayacağı anlamına gelmez. Evet hala yaşadığım hayalkırıklıkları oluyor ama yaşadığım her hayalkırıklığından da bu bilinçle çıkıyorum.

Evet herkesin herşeyi yapabileceğine ve yaşadığım herşeyin de bir sebebi olduğuna gerçekten güveniyorum 🙂 Kendime güveniyorum. Hayata güveniyorum. Kendi gerçekliğimi kendim yarattığım için karşımda duran problemin tek kaynağının ve tek çözümünün kendim olduğuna güveniyorum.. ve ben dahil herkesin değişeceğine güveniyorum..

Peki sen nelere güveniyorsun? Güveni hala dışarıda mı arıyorsun?